Geride Bırakılmak Zorunda Kalanlar
Yıllar insanı bir köşeden bir köşeye savurup durur. ‘’Yaşa ki neler göresin’’ deyimi, Anadolu’nun acıyla yoğrulmuş kaderini çarpar her tarih sayfasında. Kazandıklarımızı kaybettiğimiz savaşlar: yüz binlerce insanın da geleceğini kaybettiği, umudunun tükendiği, takatinin kalmadığı sürgün yıllarıydı. Hastalık kol gezmiyordu. Öyle seçici de davranmıyordu, yolunuz göç yoluna düşmüşse ve yokluk belinizi bükmüşse zaten ‘’vebalı’’ teşhisi konuluyordu. Osmanlı artık son demlerini yaşıyor, topraklarında yabancı askerler özgürlük adına nidalar savuruyordu. V. Mehmet Reşad ya da Sultan Reşad olarak bilinen padişah’ın eli kolu bağlı kalmış yurdun dört bir yanından feryatlar yükseliyordu. Balkanlar gittikçe azıyor, bağımsızlıklarını ilan ediyordu. Padişah II. Abdülhamit Han’ın tahtan indirilmesiyle tahta geçmiş ama başarı gösterememişti. Abdulhamit Han sürgünden döndüğünde bir saray’a kapatılmış vaziyette yaşıyordu. Daima kontrol altında tutuluyor, saraydan uzaklaşmasına izin verilmiyor